28 Ekim 2011 Cuma

Bu bir uğur mu?


Buralara gelmeden, daha önce tecrübeleri olan insanlarla fazlasıyla fikir alışverişinde bulunmuştum. 
Özellikle hava koşulları beni çok korkutmuştu. Hasta olmak, bilmediğin bir yerde ilaç doktor falan bulmak zor iş. 
Bir de bakanın olmayınca daha da beter olur. Ama şu zamana kadar hiç hastalanmadım. Bu benim için çok sevindirici bir haber çünkü buraya gelirken kendimi hemen hasta olabileceğim gerçeğine alıştırmıştım. Geçen yıl burada erasmus yapmış arkadaşım çok soğuk olduğunu çok hastalandığını söylemişti. Bu yıl ne hikmetse benim şansıma mı ne öyle soğuk aman aman olmadı. Ya da ben alıştım. Ama bence soğuk olmadı çünkü Leton arkadaşlarım havanın mevsim normallerine göre çok çok iyi olduğunu söyleyip durdular ekim boyunca… Ekim sonuna geldik. Herkes gözümü korkutuyor kasımın ilk haftası kar yağacak uff şöyle kötü böyle cehennem falan. Hadi bakalım hayırlısı… Neyse hava durumundan sonra asıl yazımın sebebine geçiyorum. O öyle ufak öyle tatlı kii, nasıl bir anda mutlu etti beni belli değil yahu.
Yine bezgin bir okul günü, okula gidiyorum. Tam okulun ordayım benim binde birim bile olmayan ve uzun zamandır görmediğim bir şey takılıyor gözüme yolun kenarında. Bir uğurböceği J Bende de ne göz varmış di miiii! Bence de ne göz varmış, pat diye gördüm minicik böceği. Hemen elime aldım, küçüklüğümde onu bulduğumuzda söylenen tekerleme çalındı kulağımda.. Hani onun uçmaması için söyleyecektim ben tekerlemeyi neredeyse çünkü bir anda eksikliğini hissettiğim bir şeyler katmıştı hayatıma. Gitmesini istemedim günümü bir anda böylesine güzel kılan bu tatlı varlığın. Böyle bu böceği rastgele bu mevsimde burada bulmuş olmak bi anda beni acayip hissettirdi. Soyutlandım olduğum zamandan, nefes aldığımı hissettim farklı bir mekanda ve zamanda. O zaman ve mekanı bu uğurla ölümsüzleştirmek istedim ondan bu yazıyı yazdım ve bu kareleri çektim. JJ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder