31 Ağustos 2011 Çarşamba

"Riga'ya Hoşgeldiniz!"


30.08.11

Okuldaki ilk gunume gelelim… Okul cok kalabalıktı, ve kalabalık cok sesliydi. Gurultu anlamında ses degil, bircok farklı ulkeden insanlar cok sesli bir orkestra olusturmus gibiydii. İclerinden her turlu farklısını secebilirsiniz.
Tum yabancı ogrenciler olarak bahcede toplandık ve bir dunya haritası olusturmaya calıstık. Almanların ezici bir cogunlugu oldugunu gördugmuzu belirtmeden gecemem.. O kalabalıkta muhtemelen oradaki tek Kanadalı olan Eric’le tanıstım. İlginctir sanırım ben de oradaki tek Türk’üm.
Sonra konferans salonunda toplanıldı… Biz sadece Erasmus olanlar-ki sayımız sandıgımdan da azdı 20-25 kisi bile degil belki, sahnede yerimizi aldık! Sahneleri severim!:D
Farklı gruplara ayrılıp birbirimizi tanımak icin farklı aktiviteler yaptık. Adlarımızı soyleme, hatırlama, kendinden bahsetme gibi gibi… Guzeldi, oldugum grupta ben dahil 3 kişi dısında herkesin de İspanyol olması ayrı bir olaydı. Herkes kendi dilinde “Riga’ya Hoşgeldiniz.”  Dedi ve biz de tekrarladık. Türkçe tabii ki de en zorlardan biri oldugu icin herkes tarafından ilgi cekti ve bunu tum salona mikrofonla söylemem gerektiJ Bu durum da bir alkış patlamasının olmasına neden oldu..
Tum bunlar aslında ögrencilerin arasındaki buzları cözme, birbirini yakından tanıma icindi… “Ice-breaking” dedikleri olaydı. Bundan sonra da yine gruplara ayrıldık. elimizde haritalar vardı ve kontrol noktalarını bulup, görevleri yerine getirmeliydik. Sonuc acıkcası fazlaca yorgunluk, takım ruhunu hissetme, okulun her yerine gitmek vee korkunc eski bir Rus asansorundeki deneyimler! 24 kat tuş gösteren ama 7katlı binanın içinde olan korkunc asansör!
Bunlardan sonra Old Town’a dönüp gezmek kaldı. Yaklasık bir saatlik bir gezi ile kabaca Old Town ve yapılar hakkında bilgi edindik. 

-devam edecek-
not: baglantı sorunu yuzunden gec yazıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder